26 Temmuz 2012 Perşembe

merhaba..

bazı kararlar bir şeyleri feda etmeyi gerektirir.. o karar da bizi feda etti.. evet iki gün önce yazdığım mutluluk bugün yok.. herkesin üzerinde yarattığı baskıdan etkilendi.. kendi istediği şehirde okumayacak insanların ondan beklediği üniversitede okuyacak.. ve bu kararını verirken.. istanbulu bizi hayalleri ve planları sonlandırdı.. ve benim yapabilecek bir şeyim yok.. orada okuma diyemem onun için o üniversitenin daha iyi olacağını düşünüyor.. buna rağmen bencilce davranamam.. feda edilen biz olsak dahi.. belki ya olsun şehirlerin farklı olması sorun değil de diyebilirsiniz.. ama bu onun için sorun olacaksa.. ve zor bir ilişki ise bu mesafenin sonucu.. onu buna da zorlayamam.. benimki pes etmek mi hayır.. sadece çaresizlik.. yeterince istememişiz dedi.. evet yeterince istememiş.. ama ben ziyadesiyle istedim..ve biz olamama durumunu çok rahat benimsemiş ve önemsizleşmiş onun için biz ya da biz olamama.. mutlu olmalısın benim için dedi.. iyi eğitim alacağım için.. bunu canı gönülden isterim zaten.. ve o böyle olduğunu düşündüğü içindir ki sessiz kalıyorum.. yani gideceği yerin daha iyi olduğunu düşünüyor.. ama keşke diyorum bu kararının insanların söylediklerinden etkilenmeden verebilseydi.. ve zaten istanbulda okuyacağı yerin daha kötü olduğunu bilsem ben yazma derim ama ne yazık ki öyle değil.. neyse.. umarım güzel olacak onun için.. ve onun mutlu olmasını fazlasıyla istiyorum.. ama beraber olamayacak mutluluklarımıza da üzülüyorum.. anlayacağınız diğer yazıda söylediklerim gerçekleşemeyecek şeyler olarak kaldı.. tek değişmeyen..

seviyorum..

sağlıcakla kalın..

 

23 Temmuz 2012 Pazartesi

merhaba..

ben birçok zaman mutsuz olduğum zaman yazıyorum buraya.. ama şimdi farklı olacak.. mutluluğumu yazacağım.. birini sevdiğimi..

aslında yeni değil ama bugün baktığımda daha yakın ve daha güçlü bazı şeyler.. ve yolunda.. tercihlerini yapacağız onun.. ve ben mutluyum.. ve ben artık fazlasıyla istiyorum biz olabilmeyi.. heyecanlıyım aslında az kaldı gelecek ve istanbulda olacak kısa zaman sonra.. ve umarım herşey yolunda gidecek..

seviyorum..

sağlıcakla kalın..



5 Temmuz 2012 Perşembe

merhaba..

bu hafta birçok blogda onur yürüyüşü ile ilgili yazılar okudum.. basın pek ilgilenmemişti bu konuyla.. istanbulda da bununla ilgili birçok konuşmaya tanık oldum.. çevremdeki insanlardan bazı bilgiler aldım.. bir yazımda kendi adıma sokaklara verdiğim önemi dile getirmiştim.. bu noktada lgbtt bireylerin sokaklarda bu şekilde verdiği mücadele büyük bir öneme sahip.. insan hakları açısından en önemli ölçüt insan onur ve haysiyetidir.. ve lgbtt bireyler hak mücadelesini 'onur' mücadelelerini her geçen sene daha da güçlenerek sürdüyor..

ben kendimi insan hakları savunucusu olarak adlandırıyorum.. ve bu noktada haklar arasında yaratılmaya çalışılan hiçbir hiyerarşinin tarafı da olamam.. ama bu noktada hak mücadelesi veren kitlelerdeki ana problemi görmemiz gerekir.. sadece kendi mağduriyetleri noktasında bir mücadele hak kazanımı sağlamaz.. zira insan hakları bir bütündür.. ve son yıllarda bu aşılmaya çalışılıyor bu da olumlu ve güzel bir gelişme.. ama bilmeliyiz ki tek başına homofobiyle ya da ırkçılıkla mücadele bir çözüm getirmez.. zira aynı zihin dünyalarının ürünüdür bunlar.. yani homofobiye karşıda islamafobiye karşıda antisemitizme karşı da mücadele verebilmektir erdemli olan.. ötekileştirilenlerin ötekileri olmamalı..

sağlıcakla kalın..


4 Temmuz 2012 Çarşamba

merhaba..

şimdi yazacağım yazı birçoğunuzun hoşuna gitmeyecek muhtemelen hatta takip etmeyi bırakacaklar da olabilir.. yazım da işleyeceğim ana sistematik nazım hikmet ve atatürkçüler olacak..

geçen ay nazım hikmeti andık yine ölüm yıldönümünde.. tabi birçok yerde anma etkinlikleri ile ilgili afişler de gözümüze çarpmıştır.. anma etkinliklerini düzenleyenlerden dikkatimi çekenlerde atatürkçü düşünce derneği ve cumhuriyet halk partisidir.. bunun sebebi ise nazımın yaşadığı dönem ve kemalizmin ortaya çıkardığı siyasi perspektif.. öncelikle nazımın türkiyede sıkıntılı bir yaşam sürdüğünü biliyoruz.. türkiyede en iyi bildiği yerlerin hapishane olması bunun kanıtıdır.. ve nazımın bu sıkıntıları atatürk döneminde başlar.. bu türkiye komünistlerinin yaşadığı sıkıntıların gözle görünenidir.. ve komünist düşünce daha mustafa kemal döneminde türkiye için tehlikeli görülmeye başlanmıştır.. ve şu bir gerçekliktir ki mustafa kemal ve nazım hikmetin yıldızı barışmamıştır..

atatürkçü düşünceye gelince ilkeler etrafında şekillenmiş bir düşünce yapısı.. ve bunun geniş başlığı kemalizm.. isim kargaşasına düşmeden kemalizm diyeceğim ben.. son yıllara kadar ülkede hakim olan ideolojidir kemalizm.. ve kemalizmin kriminalize ettiği gruplar vardır.. bunlar sınıf mücadelesi verenler.. islamcılar  ve kürtlerdir.. geldiğimiz noktada yeni iktidarla neokemalist bir dalga başlamış ve bu iktidar islamcı grupların hakimiyetinde.. bu sefer kriminalize edilen kitleler ise yine kürtler ve bu sefer kemalistler.. sınıf mücadelesi verenler ise kemalistler döneminde sert darbeler almış bir kitleydi ve bu dönemde de aynı baskıyla karşı karşıyalar..her neyse efendim.. kemalistlerin siyaseten nazım hikmeti sahiplenmesi bir akıl tutulmasının işaretidir.. edebiyat sever olarak herkes sahiplenebilir fakat iş siyasete girince kemalistler ve nazımın siyasi düşüncesi çatışır ve çatışmıştır da.. kemalizm liberal sistemin yaşamış olduğu süreçlerin hepsini yaşamış ve bunları sahiplenmiş.. ikinci dünya savaşı öncesi avrupadaki siyasi düşüncelerin benzeri bir düşünce yapısındadır.. yani daha çok avrupa sağı.. ya da daha yakın zamana gelirsek margaret thatcherin poltitik anlayışıdır türkiyedeki.. ama her nedense bizdeki kemalistler kendilerini özenle sola koyma çabasındadır.. ama hiçbir zaman sol olamamışlardır.. hep ilerici olduklarını iddia etmişlerdir ama muhafazakar kalmışlardır..
bunu en iyi bir dönemin sert kemalistlerinden necla arat şu sözlerle dile getirmişti.. elimizde bir elma var.. evet ağaçtan daha fazla elma alabiliriz ama ya bunu yapmaya çalışırken eldeki bir elmadan da olursak..o sebeple eldeki elmayı korumak en akıllıcasıdır.. benzeri bir ifadeydi.. kemalizmin sol değerlere sahip olmadığının bir diğer göstergesi de zaten enternasyonalist değerlere sahip olmaması tam tersine nasyonalist değerleri yüceltmesidir.. efendim neyse bu uzun bir tartışma.. ama nazım ve atatürkçüler ortak yanı yoktur siyaseten.. ve nazımı yargılayan mahkum eden ideoloji kemalist ideolojidir.. nazım için birşey yapmak istiyorlarsa önce bu gerçekle yüzleşip nazımdan özür dilemeleri gerekir.. evet zor olur bunları kabullenmek ama.. bunu başarabildiği zaman birşeyler değişir..

bir de nazıma vatandaşlığı iade edilince iktidar üyelerinden bazıları ve basın iadei itibar olarak lanse ettiler bunu.. bu unutulmasın ki sınıf mücadelesi veren biri için bir ülke vatandaşlığı itibar değildir.. zira onlar dünya vatandaşıdır.. sınırsız dünyanın üyeleridir sınırlara rağmen.. bir diğer nokta ise nazım zaten gereken itibarı dünya çapında görmüştür ve halk kitleleri ona bunu en iyi şekilde göstermiştir.. bu sadece devetin kendi yanlışından dönmesidir.. nazımın itibarını ne eksiltir ne de yüceltir..

sağlıcakla kalın..

1 Temmuz 2012 Pazar

merhaba..

hiçbir şey istemiyorum.. yoruldum hem bedenen.. hem de ruhen.. arsızlığa vurduğum birçok şey canımı acıtıyor.. ben yine de mutlu çocuğu oynuyorum.. şikayet etmeden.. şuan hayatımda istediğim hiçbir şeyi yapamayacak durumdayım.. bu kötü biraz.. yanlış da yapamıyorum artık.. çünkü yaşamıyorum adeta.. koşturuyorum.. gösteri varmış.. sergi varmış.. o varmış.. oyalamaktan başka birşey yapmıyorum yani..
zorlanıyorum ama.. bütün sistemlerim arada tehlike çanları çalıyor.. hayattaki bütün beklentilerim kendimden.. maddi ve manevi.. bu da ağır bir sorumluluk.. dün film izledim.. train de vie.. hayat treni diyorlar türkler.. güzel bir film.. ikinci dünya savaşını trajikomik bir şekilde ele almış.. izleyin bence..

sağlıcakla kalın..