4 Temmuz 2012 Çarşamba

merhaba..

şimdi yazacağım yazı birçoğunuzun hoşuna gitmeyecek muhtemelen hatta takip etmeyi bırakacaklar da olabilir.. yazım da işleyeceğim ana sistematik nazım hikmet ve atatürkçüler olacak..

geçen ay nazım hikmeti andık yine ölüm yıldönümünde.. tabi birçok yerde anma etkinlikleri ile ilgili afişler de gözümüze çarpmıştır.. anma etkinliklerini düzenleyenlerden dikkatimi çekenlerde atatürkçü düşünce derneği ve cumhuriyet halk partisidir.. bunun sebebi ise nazımın yaşadığı dönem ve kemalizmin ortaya çıkardığı siyasi perspektif.. öncelikle nazımın türkiyede sıkıntılı bir yaşam sürdüğünü biliyoruz.. türkiyede en iyi bildiği yerlerin hapishane olması bunun kanıtıdır.. ve nazımın bu sıkıntıları atatürk döneminde başlar.. bu türkiye komünistlerinin yaşadığı sıkıntıların gözle görünenidir.. ve komünist düşünce daha mustafa kemal döneminde türkiye için tehlikeli görülmeye başlanmıştır.. ve şu bir gerçekliktir ki mustafa kemal ve nazım hikmetin yıldızı barışmamıştır..

atatürkçü düşünceye gelince ilkeler etrafında şekillenmiş bir düşünce yapısı.. ve bunun geniş başlığı kemalizm.. isim kargaşasına düşmeden kemalizm diyeceğim ben.. son yıllara kadar ülkede hakim olan ideolojidir kemalizm.. ve kemalizmin kriminalize ettiği gruplar vardır.. bunlar sınıf mücadelesi verenler.. islamcılar  ve kürtlerdir.. geldiğimiz noktada yeni iktidarla neokemalist bir dalga başlamış ve bu iktidar islamcı grupların hakimiyetinde.. bu sefer kriminalize edilen kitleler ise yine kürtler ve bu sefer kemalistler.. sınıf mücadelesi verenler ise kemalistler döneminde sert darbeler almış bir kitleydi ve bu dönemde de aynı baskıyla karşı karşıyalar..her neyse efendim.. kemalistlerin siyaseten nazım hikmeti sahiplenmesi bir akıl tutulmasının işaretidir.. edebiyat sever olarak herkes sahiplenebilir fakat iş siyasete girince kemalistler ve nazımın siyasi düşüncesi çatışır ve çatışmıştır da.. kemalizm liberal sistemin yaşamış olduğu süreçlerin hepsini yaşamış ve bunları sahiplenmiş.. ikinci dünya savaşı öncesi avrupadaki siyasi düşüncelerin benzeri bir düşünce yapısındadır.. yani daha çok avrupa sağı.. ya da daha yakın zamana gelirsek margaret thatcherin poltitik anlayışıdır türkiyedeki.. ama her nedense bizdeki kemalistler kendilerini özenle sola koyma çabasındadır.. ama hiçbir zaman sol olamamışlardır.. hep ilerici olduklarını iddia etmişlerdir ama muhafazakar kalmışlardır..
bunu en iyi bir dönemin sert kemalistlerinden necla arat şu sözlerle dile getirmişti.. elimizde bir elma var.. evet ağaçtan daha fazla elma alabiliriz ama ya bunu yapmaya çalışırken eldeki bir elmadan da olursak..o sebeple eldeki elmayı korumak en akıllıcasıdır.. benzeri bir ifadeydi.. kemalizmin sol değerlere sahip olmadığının bir diğer göstergesi de zaten enternasyonalist değerlere sahip olmaması tam tersine nasyonalist değerleri yüceltmesidir.. efendim neyse bu uzun bir tartışma.. ama nazım ve atatürkçüler ortak yanı yoktur siyaseten.. ve nazımı yargılayan mahkum eden ideoloji kemalist ideolojidir.. nazım için birşey yapmak istiyorlarsa önce bu gerçekle yüzleşip nazımdan özür dilemeleri gerekir.. evet zor olur bunları kabullenmek ama.. bunu başarabildiği zaman birşeyler değişir..

bir de nazıma vatandaşlığı iade edilince iktidar üyelerinden bazıları ve basın iadei itibar olarak lanse ettiler bunu.. bu unutulmasın ki sınıf mücadelesi veren biri için bir ülke vatandaşlığı itibar değildir.. zira onlar dünya vatandaşıdır.. sınırsız dünyanın üyeleridir sınırlara rağmen.. bir diğer nokta ise nazım zaten gereken itibarı dünya çapında görmüştür ve halk kitleleri ona bunu en iyi şekilde göstermiştir.. bu sadece devetin kendi yanlışından dönmesidir.. nazımın itibarını ne eksiltir ne de yüceltir..

sağlıcakla kalın..

Hiç yorum yok: