30 Aralık 2012 Pazar

merhaba..

roboskinin üzerinden bir sene geçti.. insanlığın katledilmesinin üzerinden bir sene geçti.. kürt olmanın ölüm demek olduğunun yine anlaşılmasının üzerinden bir sene geçti.. bu coğrafyada ölümün çocuklara gençlere yakışıtırılmasının üzerinden bir sene geçti.. bir kez daha kirlendik ve elimiz kana bulandı.. ve vicdanlarımızı yitirdik.. bu ölümleri olağan görmeye başlayarak yitirdik insanlığımızı.. hesabını sormayarak tarafı olduk katliamın.. ağlamayarak gidenlere ortak olmayarak analarının acılarına kaybettik hislerimizi.. ama zor olmasa gerek o acıları paylaşmak.. zor olmasa katliamlara karşı durabilmek.. zor olmasa dur diyebilmek.. zor olmasa insan olabilmek.. umarım birgün kanlı ellerimizi temizleyebiliriz..

sağlıcakla kalın..

 

*roboskide katledilen 34 gencin ve bütün katledilenlerin anısına.. ağıtların dili olmaz ama anlarsanız daha da etkileyecektir..

25 Aralık 2012 Salı

merhaba..

hayatlarımıza devam ediyoruz bir şekilde.. pek düşünmüyoruz ama fazlasıyla düşündüğümüzü sanıyoruz.. umursamaz ve umarsız bir halde.. kaçımız insanları düşünür kurdu kuzuyu.. yaşadığı ekosistem için kaçımız dertlenir.. en zor zamanda sıcak bir tebessümü kaçımız sunabilir.. insanlar ölürken bir yerlerde teknolojinin en vahşi icatlarıyla.. kaçımız ölümlerin acısını bir an olsun yüreğinde hissediyor.. sınırlarımızın ötesine geçmek çok mu zor.. o dikenli tellerimizi neden aşamıyoruz.. neden mayınlar var bize ulaşmak isteyenlerle aramızda.. kendimizden bu kadar mı korkuyoruz.. noelini kutlayanların heyecanını paylaşmak zor olmasa gerek.. roboskide katledilenleri anmak acılarını hissetmek de bir o kadar kolay olabilmeli.. yapılan doğa katliamları için oturup ağlayabilmeliyiz yakınımızı kaybetmiş gibi.. istanbul beyoğlundan ibaret değil.. ya da nişantaşı.. ataşehirde yükselen yüksek binalarla güzel değil.. istanbul tarlabaşıyla güzel.. balatla güzel.. samatyadır istanbul.. istanbul tam anlamıyla insandır her haliyle.. insan olmak mesele de bu ya.. ne kanın ne de derinin rengini önemsemeden.. vajinasına yahut penisine bakmadan.. ne inançlara ne de cinsel yönelimlere takılmadan.. bunlardan öte olanı.. insan olmayı anlayabilmek.. roboskideki annenin gözyaşında olabilmek.. noelini kutlayan çocuğun gülümsemesinde.. eşcinsel olduğu için daha gencecikken öldürülenin yiteninde.. karlı havada dışarıdaki aç hayvanların çaresizliğinde.. yani insan olmak mesele.. düşünün insanların yaşadıkları acıları.. vicdanımızı nasıl da yitirmişiz.. nefret tohumlarının yeşermesi için gösterdiğimiz çabaları insanlık için gösterememişiz.. biz insan olamamışız.. kibirin ve paranın aciz varlıkları olmaktan öteye gidememişiz.. bunu aşmaya çalışanlarıda en sert şekilde sindirmekten alıkoymamışız kendimizi.. ama artık yapabilmeliyiz bunu.. zor olmasa gerek.. insanlık için olsun çabamız.. canlılık için ekosistem için..

sağlıcakla kalın..

*öldüğünü yazımı yazdıktan sonra öğrendiğim ''insan'' olabilmenin mücadelesini veren şerafettin elçiyi mihnetle anıyorum..

16 Aralık 2012 Pazar

merhaba..

yaşıyorum ardıma bakmadan.. sormadan sorgulamadan.. sadece yaşıyorum.. hissizce.. haftanın yedi günü hep birşeylerle uğraşıyorum.. kaçıyorum kendimden.. yalnızlığımdan.. dünümden bugünümden yarınımdan.. bakmıyorum artık insanlara.. gülmüyorum eskisi kadar içten.. kanıksadım yalnızlığımı ve yalınlığımı.. şikayet de etmiyorum artık.. hem de hiçbir şeyden.. tek derdim zihnen ve bedenen biraz fazla yoruluyor olmam.. o da oluyor.. koşturuyorum birşeylerle uğraşıyorum gibi görünsede yaptığım tek şey kendimden kaçmak.. gecenin derinliğinde kaybolmadan uyumak.. en son ne zaman aynadan baktım bilmiyorum.. zayıfladığımı bile insanlardan öğrendim.. erken büyüdüğümü düşünüyorum bazan.. hayal kurmuyorum kuramıyorum sevdiğime dair.. gerçeklik adeta yüzüme çarpıyor.. şarkılara da sığınmıyorum.. okumuyorum şairlerin dizelerini.. umarsız bir hal belki de.. yine de içimden bir ses gül ve vazgeçme diyor..

sağlıcakla kalın..

21 Ekim 2012 Pazar

merhaba..

bir şeyler yapmaya çalışıyorum.. ama elde hiçbir şey yok.. bazan fazlasıyla umutsuzluğa kapılıyorum.. ama sonra bir tebessümle geçiştiriyorum.. olmasını istediklerim ve olanlar.. ama ne olursa olsun yaşama dair yaşamaya dair umutla bakıp gülmeye çalışıyorum.. yaşadığım bütün olumsuzluklar kendi yanlışlarım ve eksiklerimdendi artık böyle bakıyorum.. ve kendimi tamamlaya tamamlaya daha ben oluyorum.. ama ben olurken en büyük korkum yalınlaşmak.. yalnızlık ise korktuğum bir şey değil.. alıştığım bir şey..  tebessüm ederek düşe kalka bazan da ağlayarak yaşamaya devam..

sağlıcakla kalın..

9 Ekim 2012 Salı

merhaba..

blogun şahit olduğu 3. yaşım bu ama doğduğum günden sayarsak 20 oldum.. ve gerçekten büyüdüğümü düşünüyorum.. her yeni yaşta aynı hisse kapılmadım.. ama bu yaşımda bu hisse kapılmak beni mutlu da etti.. cafcaflı şeyler diyemiyeceğim kendime.. doğmuşum işte.. o olsaydı bu olsaydı konularına girersek.. girmeyelim koca bir keşke diyorum sadece.. bu arada doğumgünümde evde buldum.. önümüzdeki ay başı yeni evimdeyim bir aksilik olmazsa.. bu iyi oldu.. bana ve size güzel günler.. yeni yaşım da kutlu olsun..

sağlıcakla kalın..

1 Ekim 2012 Pazartesi

merhaba..

insanlarla ilişkilerimi gözden geçirme gereği duyuyorum ve soğuyorum insanlardan.. şu sıralar daha çok kendi kabuğuma kapanmış durumdayım.. farklı bir şekilde büyüdüm sanki.. olgunlaştım.. aynı tepkileri vermiyorum artık.. bu iyi bir şey.. daha fazla düşünüyorum.. kendimi entellektüel açıdan geliştirmeye çalışıyorum.. almam gereken kitaplar var ama param yok bu aralar.. bir de ev bakıyorum.. normalde şimdi çıkmış olacaktım ama bir aksilik oldu.. eve çıkınca daha rahat olacağım.. yol işkencesinden kurtulmak iyi olacak.. umarım iyi olur..

sağlıcakla kalın..

8 Eylül 2012 Cumartesi

merhaba..

zordur napacağını ne söyleyeceğini bilememek.. ne kadar kaçsan da hep beyninin içinde seninle gelir..

sağlıcakla kalın..

29 Ağustos 2012 Çarşamba

merhaba..

eskiden şarkı sözleri hiç dikkatimi çekmezdi.. şimdi ise şarkıların sözleri adete bıçak gibi saplanıyor.. acıta acıta.. defalarca.. bazan nasıl bu kadar aptal olabiliyorsun diyorum kendime.. ama her şey insanın o çok bilmiş mantığı ile olsaydı o aptalca gelen işler olmazdı ki.. bir tarafımda hala bir şeyler beni zorluyor ve ben o tarafımı bastırmakta zorlanıyorum.. ben zorlanıyorum..

sağlıcakla kalın..

28 Ağustos 2012 Salı

merhaba..

iyi olmaya ihtiyacım var.. trip değil ama.. mutluluk bana uzak olan.. hissetmemeye çalışıyorum artık.. çünkü hislerim acı veriyor.. duygusuzca yaşamaya çalışıyorum..ama o da zor.. kendimle baş başa kalmak istemiyorum hiç.. kaldığım an boğulacak gibi oluyorum.. patlıyorum.. olanları.. onu düşünmek.. merak falan.. benim en iyi öğrendiğim sabır oldu herhalde.. ve korkak ben artık daha da korkak oldum sanırım.. iyi olmalıyım..

sağlıcakla kalın..

27 Ağustos 2012 Pazartesi

merhaba..

dolaptan bir nektari aldım.. yiyerek merdivenden iniyorum.. hayvan gibi düşünerek.. tam o sırada.. düşüyordum.. neyseki kolumla korkuluğa dayandım ve son anda kurtardım kendimi.. ama kolum kötü.. ben hala düşünüyorum..

sağlıcakla kalın..

24 Ağustos 2012 Cuma

merhaba..

olmuyor.. 

sağlıcakla kalın..

23 Ağustos 2012 Perşembe

merhaba..

bir başıma kaldığım zamanlar kafayı yiyecek gibi oluyorum.. kalbim sıkışıyor.. bunalıyorum.. sorular sorular.. verilemeyen cevaplar.. düşünmek istemiyorum diyip.. düşünmekten alıkoyamamak.. kendimi çok çaresiz hissediyorum.. hani bu bir trip hali de değil.. aman hayat bana kötü dünya bana kötü tribi vs..benim kendimi toparlamam lazım.. bu durumdan kurtulabilmeliyim.. içim içimi yiyor.. kızıyorum ediyorum.. kendime sayıyorum.. daha güçlü olmalıyım..

sağlıcakla kalın..


merhaba..

kaçmak istiyorum birçok şeyden.. insanın yaşıyorum sandıklarının hepsinin yalan olması.. bir oyun olması.. ve buna karşı senin bütün gerçekliğin ve samimiyetinle o oyunda eritilmen.. can acıtıyor.. düşünmek istemiyorum.. ama bunu beceremiyorum.. kızmak istiyorum kızamıyorum.. hala öfkemi kontrol altında tutuyorum.. çünkü ona yenilip yanlış birşeyler yapmaktan çekiniyorum.. bir yalanı yaşadığını öğrenmek zor o yalana göre planlar yapıp.. hayatında birşeyleri değiştirmeye çalışıosan daha da zor.. ve acı verici.. çaresizce sesini çıkaramadan oturup kendini yersin..

sağlıcakla kalın..

8 Ağustos 2012 Çarşamba

merhaba..

mutluluk uzak olandır bazılarımıza.. beceriksizlikten ya da iyi niyetten.. şair bir şiirinde bunu çok iyi anlatıyor.. yüzeyselleşiyorum başaramadıkça.. duygulardan uzak kalıyorum.. yalnızlık duygusunu.. hissedememeyi içselleştiriyorum.. böyle olmamasını ne kadar istesemde.. benim  istemediklerim oluyor.. en iiyi bildiğim şeyse sabretmek.. ama acı geliyor bazan yanımda uyuyacak biri olamayacak hiçbir zaman.. ki bu beraber yatma mefkuresi seks olgusundan ayrı tamamen masumane ele aldığım bir durum.. artık hayal kırıklığı yok hayatımda.. çünkü hayal kırıklığımı yaşamam için beklentilerim olmalı insanlardan ve kimseden bir beklentim yok.. şu sıralar dengesizim.. bir anda asabileşebiliyorum.. bilemiyorum.. salak gibiyim..

 sağlıcakla kalın..

 

26 Temmuz 2012 Perşembe

merhaba..

bazı kararlar bir şeyleri feda etmeyi gerektirir.. o karar da bizi feda etti.. evet iki gün önce yazdığım mutluluk bugün yok.. herkesin üzerinde yarattığı baskıdan etkilendi.. kendi istediği şehirde okumayacak insanların ondan beklediği üniversitede okuyacak.. ve bu kararını verirken.. istanbulu bizi hayalleri ve planları sonlandırdı.. ve benim yapabilecek bir şeyim yok.. orada okuma diyemem onun için o üniversitenin daha iyi olacağını düşünüyor.. buna rağmen bencilce davranamam.. feda edilen biz olsak dahi.. belki ya olsun şehirlerin farklı olması sorun değil de diyebilirsiniz.. ama bu onun için sorun olacaksa.. ve zor bir ilişki ise bu mesafenin sonucu.. onu buna da zorlayamam.. benimki pes etmek mi hayır.. sadece çaresizlik.. yeterince istememişiz dedi.. evet yeterince istememiş.. ama ben ziyadesiyle istedim..ve biz olamama durumunu çok rahat benimsemiş ve önemsizleşmiş onun için biz ya da biz olamama.. mutlu olmalısın benim için dedi.. iyi eğitim alacağım için.. bunu canı gönülden isterim zaten.. ve o böyle olduğunu düşündüğü içindir ki sessiz kalıyorum.. yani gideceği yerin daha iyi olduğunu düşünüyor.. ama keşke diyorum bu kararının insanların söylediklerinden etkilenmeden verebilseydi.. ve zaten istanbulda okuyacağı yerin daha kötü olduğunu bilsem ben yazma derim ama ne yazık ki öyle değil.. neyse.. umarım güzel olacak onun için.. ve onun mutlu olmasını fazlasıyla istiyorum.. ama beraber olamayacak mutluluklarımıza da üzülüyorum.. anlayacağınız diğer yazıda söylediklerim gerçekleşemeyecek şeyler olarak kaldı.. tek değişmeyen..

seviyorum..

sağlıcakla kalın..

 

23 Temmuz 2012 Pazartesi

merhaba..

ben birçok zaman mutsuz olduğum zaman yazıyorum buraya.. ama şimdi farklı olacak.. mutluluğumu yazacağım.. birini sevdiğimi..

aslında yeni değil ama bugün baktığımda daha yakın ve daha güçlü bazı şeyler.. ve yolunda.. tercihlerini yapacağız onun.. ve ben mutluyum.. ve ben artık fazlasıyla istiyorum biz olabilmeyi.. heyecanlıyım aslında az kaldı gelecek ve istanbulda olacak kısa zaman sonra.. ve umarım herşey yolunda gidecek..

seviyorum..

sağlıcakla kalın..



5 Temmuz 2012 Perşembe

merhaba..

bu hafta birçok blogda onur yürüyüşü ile ilgili yazılar okudum.. basın pek ilgilenmemişti bu konuyla.. istanbulda da bununla ilgili birçok konuşmaya tanık oldum.. çevremdeki insanlardan bazı bilgiler aldım.. bir yazımda kendi adıma sokaklara verdiğim önemi dile getirmiştim.. bu noktada lgbtt bireylerin sokaklarda bu şekilde verdiği mücadele büyük bir öneme sahip.. insan hakları açısından en önemli ölçüt insan onur ve haysiyetidir.. ve lgbtt bireyler hak mücadelesini 'onur' mücadelelerini her geçen sene daha da güçlenerek sürdüyor..

ben kendimi insan hakları savunucusu olarak adlandırıyorum.. ve bu noktada haklar arasında yaratılmaya çalışılan hiçbir hiyerarşinin tarafı da olamam.. ama bu noktada hak mücadelesi veren kitlelerdeki ana problemi görmemiz gerekir.. sadece kendi mağduriyetleri noktasında bir mücadele hak kazanımı sağlamaz.. zira insan hakları bir bütündür.. ve son yıllarda bu aşılmaya çalışılıyor bu da olumlu ve güzel bir gelişme.. ama bilmeliyiz ki tek başına homofobiyle ya da ırkçılıkla mücadele bir çözüm getirmez.. zira aynı zihin dünyalarının ürünüdür bunlar.. yani homofobiye karşıda islamafobiye karşıda antisemitizme karşı da mücadele verebilmektir erdemli olan.. ötekileştirilenlerin ötekileri olmamalı..

sağlıcakla kalın..


4 Temmuz 2012 Çarşamba

merhaba..

şimdi yazacağım yazı birçoğunuzun hoşuna gitmeyecek muhtemelen hatta takip etmeyi bırakacaklar da olabilir.. yazım da işleyeceğim ana sistematik nazım hikmet ve atatürkçüler olacak..

geçen ay nazım hikmeti andık yine ölüm yıldönümünde.. tabi birçok yerde anma etkinlikleri ile ilgili afişler de gözümüze çarpmıştır.. anma etkinliklerini düzenleyenlerden dikkatimi çekenlerde atatürkçü düşünce derneği ve cumhuriyet halk partisidir.. bunun sebebi ise nazımın yaşadığı dönem ve kemalizmin ortaya çıkardığı siyasi perspektif.. öncelikle nazımın türkiyede sıkıntılı bir yaşam sürdüğünü biliyoruz.. türkiyede en iyi bildiği yerlerin hapishane olması bunun kanıtıdır.. ve nazımın bu sıkıntıları atatürk döneminde başlar.. bu türkiye komünistlerinin yaşadığı sıkıntıların gözle görünenidir.. ve komünist düşünce daha mustafa kemal döneminde türkiye için tehlikeli görülmeye başlanmıştır.. ve şu bir gerçekliktir ki mustafa kemal ve nazım hikmetin yıldızı barışmamıştır..

atatürkçü düşünceye gelince ilkeler etrafında şekillenmiş bir düşünce yapısı.. ve bunun geniş başlığı kemalizm.. isim kargaşasına düşmeden kemalizm diyeceğim ben.. son yıllara kadar ülkede hakim olan ideolojidir kemalizm.. ve kemalizmin kriminalize ettiği gruplar vardır.. bunlar sınıf mücadelesi verenler.. islamcılar  ve kürtlerdir.. geldiğimiz noktada yeni iktidarla neokemalist bir dalga başlamış ve bu iktidar islamcı grupların hakimiyetinde.. bu sefer kriminalize edilen kitleler ise yine kürtler ve bu sefer kemalistler.. sınıf mücadelesi verenler ise kemalistler döneminde sert darbeler almış bir kitleydi ve bu dönemde de aynı baskıyla karşı karşıyalar..her neyse efendim.. kemalistlerin siyaseten nazım hikmeti sahiplenmesi bir akıl tutulmasının işaretidir.. edebiyat sever olarak herkes sahiplenebilir fakat iş siyasete girince kemalistler ve nazımın siyasi düşüncesi çatışır ve çatışmıştır da.. kemalizm liberal sistemin yaşamış olduğu süreçlerin hepsini yaşamış ve bunları sahiplenmiş.. ikinci dünya savaşı öncesi avrupadaki siyasi düşüncelerin benzeri bir düşünce yapısındadır.. yani daha çok avrupa sağı.. ya da daha yakın zamana gelirsek margaret thatcherin poltitik anlayışıdır türkiyedeki.. ama her nedense bizdeki kemalistler kendilerini özenle sola koyma çabasındadır.. ama hiçbir zaman sol olamamışlardır.. hep ilerici olduklarını iddia etmişlerdir ama muhafazakar kalmışlardır..
bunu en iyi bir dönemin sert kemalistlerinden necla arat şu sözlerle dile getirmişti.. elimizde bir elma var.. evet ağaçtan daha fazla elma alabiliriz ama ya bunu yapmaya çalışırken eldeki bir elmadan da olursak..o sebeple eldeki elmayı korumak en akıllıcasıdır.. benzeri bir ifadeydi.. kemalizmin sol değerlere sahip olmadığının bir diğer göstergesi de zaten enternasyonalist değerlere sahip olmaması tam tersine nasyonalist değerleri yüceltmesidir.. efendim neyse bu uzun bir tartışma.. ama nazım ve atatürkçüler ortak yanı yoktur siyaseten.. ve nazımı yargılayan mahkum eden ideoloji kemalist ideolojidir.. nazım için birşey yapmak istiyorlarsa önce bu gerçekle yüzleşip nazımdan özür dilemeleri gerekir.. evet zor olur bunları kabullenmek ama.. bunu başarabildiği zaman birşeyler değişir..

bir de nazıma vatandaşlığı iade edilince iktidar üyelerinden bazıları ve basın iadei itibar olarak lanse ettiler bunu.. bu unutulmasın ki sınıf mücadelesi veren biri için bir ülke vatandaşlığı itibar değildir.. zira onlar dünya vatandaşıdır.. sınırsız dünyanın üyeleridir sınırlara rağmen.. bir diğer nokta ise nazım zaten gereken itibarı dünya çapında görmüştür ve halk kitleleri ona bunu en iyi şekilde göstermiştir.. bu sadece devetin kendi yanlışından dönmesidir.. nazımın itibarını ne eksiltir ne de yüceltir..

sağlıcakla kalın..

1 Temmuz 2012 Pazar

merhaba..

hiçbir şey istemiyorum.. yoruldum hem bedenen.. hem de ruhen.. arsızlığa vurduğum birçok şey canımı acıtıyor.. ben yine de mutlu çocuğu oynuyorum.. şikayet etmeden.. şuan hayatımda istediğim hiçbir şeyi yapamayacak durumdayım.. bu kötü biraz.. yanlış da yapamıyorum artık.. çünkü yaşamıyorum adeta.. koşturuyorum.. gösteri varmış.. sergi varmış.. o varmış.. oyalamaktan başka birşey yapmıyorum yani..
zorlanıyorum ama.. bütün sistemlerim arada tehlike çanları çalıyor.. hayattaki bütün beklentilerim kendimden.. maddi ve manevi.. bu da ağır bir sorumluluk.. dün film izledim.. train de vie.. hayat treni diyorlar türkler.. güzel bir film.. ikinci dünya savaşını trajikomik bir şekilde ele almış.. izleyin bence..

sağlıcakla kalın..

25 Haziran 2012 Pazartesi

merhaba..

okulun bitmiş olması tüm ihtişamıyla karşımda duruyorken.. kursun son haftası olması da cabası.. yani 1 hafta sonra tamamen eve hapsolcam.. güneş bütün sıcaklığını açık olan balkondan bana yansıtıyor olsada.. benim yola çıkıp.. otobüse binip kadıköye gitmem ve oradan beşiktaş vapuruna binmem gerek.. ve bunlar esnasında    terim beni yalnız bırakmayacak.. geçen gün cuma günü tam olarak.. ispanyol dans topluluğu la fura dels baus un istanbul için özel hazırladığı lale kartlı amcaların bolca olduğu gösteriye katılmıştım.. çok iyi idi.. bu arada hava attım bilmem farkettiniz mi. sanat maratonuna da kısa da olsa katılım gerçekleştirdim.. sonra öyle buluyorum meşgalaleler.. bir de ben bu yaz bolca yüzmek istiyorum.. kampanya düzenlesek beni tatile gönderseniz.. ama tabi bunu yapmayabilirsiniz de.. ben yine yalnızlığımla bu yaz evde başbaşa kalırım.. belki de ölürüm.. abarttım.. bu arada sokakları severim.. sokaklara inmeyi de severim.. halklar sokaklara inmeyi öğrendikçe birşeyler değişcek.. yalnız bu cümle çok sakıncalı oldu.. halkı isyana teşvik etmek falan.. yok yahu devlet baba öyle bir amacım yok.. sana karşı boynum deve boynu gibi.. ben dış mihraklara karşı demek istedim.. bu arada nefret söylemine dikkat edelim.. bu önemli bir mücadele.. en azından kendi adıma öyle düşünüyorum.. ha burada kesildim.. ben yollara çıkar..

sağlıcakla kalın..

18 Mayıs 2012 Cuma

merhaba..

yazmıyorum.. dertleşmiyorum.. öfkem bazan olmadık yerlerde dışarı vuruyor.. ama duygusuz yaşıyorum artık.. o kadar doluyum ki.. an geliyor vücudum bunu kabul etmiyor.. bencilce yaşamayı bilseydim diyorum şu hayatı.. daha mı mutlu olurdum.. ya da özen olgusuna biraz daha mı az verseydim hayatıma.. ya bana benim hiç tahmin edemeyeceğim kadar değer veren insanlar.. ve benim onları pek de umursamamam.. bir yerde bir yanlışlık var.. hayatımı o kadar duygusuzlaştırdım ki.. bunları düşünmek için zaman da bırakmıyorum.. sabah erken çıkıyorum.. akşam geç geliyorum eve.. kendimce yoğun bir insanım yani.. okul kurs.. bir iki iş güç.. gün yetmiyor bile bazan.. ama ben nerdeyim bu yoğunlukta.. kendime ne kadar yer veriyorum.. bilmiyorum.. bildiğim birşey var.. hayatımı bu çıkmazda sürdürmeye devam etmeye çalışırsam kaybeden ben olacağım.. hani böyle birşeyi düşünmek ya da istemek gibi bir hakkım var mı bilmiyorum ama.. bazan düşünüyor ve istiyorum akılda olayım.. düşünüleyim.. benim için sevinilsin ya da endişe duyulsun.. belki de ben bunu insanlar için hoyratça yaptığımdan.. kendim içinde bekliyorum.. öyle bir şey işte..

sağlıcakla kalın..

5 Mayıs 2012 Cumartesi

merhaba..

o kadar olmuş ki buraya uğramayalı yabancı hissettim kendimi.. değişikliklerde yapmış bay blogger.. bir değişmeyen benim hayatım herhalde.. hayatım içerisinde değişen durumlar var tabi.. amcam hastalandı ve kaybettik kendisini.. akciğer kanseri sebebiyle.. fransızca kursunda ikinci kura başladım.. tabi ilk kura ne zaman başladınki diyebilirsiniz.. sonra yollar benim celladım oldu bu sene.. bu yaz eve çıkmam farz oldu.. kilolarım hala duruyor..okul yine kasvetli havasında devam ediyor.. eski popülerliğim de kalmadı herhalde.. kendi halinde takılan bir meczup oldum.. bilumum gösteri ve yürüyüşün demirbaşıyım.. bir bakmışsınız şehir tiyatroları için.. bir bakmışınız 24 nisan 1915 anmasında.. kafayı çevirmişsiniz nükleer karşıtı yürüyüşte.. ee artık burda yoktur derken 1 mayıs alanlarında beni görebilirsiniz.. bir arkadaşın tabiri ile banu güven tarzı yürüyormuş.. bağımsız her alanla ilgili.. napalım ben de böyle bir eşrefi mahlukatım..dedem korkut olmasada bir insanoğludur vesselam..bu bir merhaba yazısı olsun şimdilik.. ihmal etmemeye özen göstereceğim amma ve lakin fakat çünkü hayat neler gösterir belli olmaz kusuruma da bakmazsınız..

sağlıcakla kalın..

 

20 Ocak 2012 Cuma

merhaba..

çok üşüyorum iki gündür..üzerime kazaklar giyiyorum yine üşüyorum..titriyorum..içim üşüyor benim yahu..ve acıyor..midem bulanıyor..öfke duyuyorum..iğreniyorum..ama aptal bir yanım bütün bunları eziyor..sevmekten dem vuruyor..sevginin her an öldürüldüğü bir yerdeyim..bazen gücümü kaybetmekten korkuyorum..bazan kendimi suçluyorum..iki kişilik acıyor canım..düşünmek istemiyorum..ama yapamıyorum..onun gibi umursamamak hani..yapamıyorum..bu kadar aptal olmak istemiyorum..ama ben sevmekten başka birşey yapmadım..yanlışım da bunun içinde oldu..doğrumda..bunları yaparken hep sevdim ama..evet dediğim gibi gücümü kaybetmek istemiyorum..kendimi bu kadar aciz ve zavallı görmek de..oysa ben sevmiştim sadece..



hrant anısına..