30 Eylül 2009 Çarşamba

*bugün yorulmuşum be blog.sabah uyanıp duş aldım,kahvaltı mı ettim hazırlanıp evden çıktım.erkenden okula varmama rağmen derse geç kaldım.ama yoklama alınmamıştı öğlene kadar bir şekilde geçti.öğlen ticaret odasının restorantında döpiyesli teyzeler ve takım elbiseli amcalar içinde yemek yedim.öğleden sonra ise örnek öğrenci oldum.sosyoloji dersinden birinci dönem prof.yavuz odabaşının ''tüketim toplumu''adlı kitabını okumam gerkeiyor,umuyorum güzel tespitler vardır.çıktım dersaneye uğradım.sonra eda ile otobüse atlayıp evlere.otobüsten inip gazetemi aldım eve girmeden oturdum ve denizi seyrettim yarım saat.bu beni çok rahatlattı.yemek gazete derken haberler başladı.haberlerin sonuna doğru uyuyakalmışım koltukta.annem uyandırdı.sonra test çözdüm.maç olduğu aklıma geldi maçın ikinci yarısına baktım.o ara bakkala gidiyordum ki şoförlerin kavgasına tanık oldum neyseki büyümedi.ama bunları yaşarken bir ağırlık var üzerimde.yarın daha erken uyanıcam blog.artık zinde kalmak için erken kalkmak lazım...
iyi geceler...

28 Eylül 2009 Pazartesi

noldu bana bu akşam...

süt içerken aklıma yazın tanıştığım kız arkadaş geldi.hoşlanmışım be ondan.yaza kadar bi aksilik olmazsa görücem onu yeniden aşk belirtleri sanırım...hadi hayırlısı...

ne okursun ülkem insanı....

*ülkem insanının az okuduğu söylenir ve gerçekten öyledir.bu okunanların içinde gazete,dergi kitap gibi yayınlar var.ama bir bakıyoruz en çok okunduğu söylenen gazete posta...ne var bu postada.toplumumuzun aklı gerçekten iki bacak arasında mı?sadece cinsel objeleri öne çıkaran haydar beyin olduğu bir gazete.ben ülkem insanının daha çok yol kat etmesi gerektiğini düşünüyorum onun için...

**peki burda devletimizin tutmu nedir?okumaya çok mu teşvik ediyor?kitap,gazete ve dergi fiyatlarına kültür bakanlığı yoluyla bir el atsa bu yayınlar(salt ideolojik ve cinsel) vergi muafiyeti altına alınsa...ben kendimce bir kütüphane oluşturmaya çalışıyorum.okumak istediğim kitapları alayım diyorum ama pahalı mesela ince memedin dört cildi en ucuz haliyle 75 liraya geliyor.gazeteler de pahalı günlük gazete okuyan birisiyim 60 krş,75 krş gazete fiyatları hafta sonu 1 liraya çıkıyor;dergiler 7lira,10 lira bu pahalılıkla okunma oranları tabi düşük olur.bir kere bu halka ''paran varsa oku'' demektir.hadi ben alabiliyorum ya okumak isteyip de alamayanlar...sanki memleketimizin her yerinde kütüphaneler de var.

bu toplum okumuyorsa burda devletin de eksikliği vardır.toplumumuzdaki eksikliği söylemiyorum zaten....

sonunda......

iki gündür yeni kayıt yayınlamak için uğraşıyorum ama kayıt bölümü açılmıyodu.ama zafer benim oldu...:)

26 Eylül 2009 Cumartesi

tarihin arka odası 2...

*bu akşam programda osmanlı hanedanından orhan osmanoğlu(abdülhamidin 5. kuşak torunu) ve onun oğlu yavuz selim osmanoğlu var.dedelerinin yaşadıklarını ve 1924 sonrası(sürgünün başlangıcı) hanedanın çektiği sıkıntıları anlatıyor.bende hanedanın hak etmediği acıları çektiğine inanıyorum.hanedan 1974 ten beri ülkeye girebiliyor.ticaret ile geçimlerini sağlıyorlar.
**pelin batu dönmüş.nerdeydin be kızım senin o kesik kesik konuşmanı özledik...

25 Eylül 2009 Cuma

ben severim şiirleri...

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZÛ

Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân;
Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i'lân.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Âlemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde semâ kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Ahmet HAŞİM

bir şafaktan bir şafağa....

ömer zülfü livanelinin sesi pek beğenilmez ama nedense ben beğenirim.beğendiğim bu besteyi sizlerinde livanelinin sesinden dinlemenizi istedim.iyi dinlemeler...

tebrik ediyorum sizi bayanlar!...

sınavdayken telefon geldi demiştim.aynı dersaneden sınıf arkadaşlarım sınavdan çıkıp,bizim gittiğimiz dersaneye ders programına bakmaya gitmişler.ama dersanenin kapanış saatinde gitmişer ve onlar sınıfta programa bakarken,hademe dersaneyi kapatmış.bunlar aşağıdaki demir kapının kilitli olduğunu görünce beni aramışlar.
bende hemen kendi dersaneme geçtim arkadaşlarla beraber,bizim kızlar çok korkmuştu.sonra dersanenin altında bulunan şovruma(okunuşlarını yazıcam hep) gidip ordaki abiye dersanenin bir yetkilisinin numarasının olup olmadığını sordum.abi müdürü aradı ve beş dakika sonra hademe geldi kapıyı açtı.sonra doğruca duraklara ve evdeyim az önce yemeğimi yedim.şimdi de çay içeyim bari(demir tuttuğunu biliyorum çayın)...
kızlara bir teşekkürü de borç biliyorum,unutamayacağım bir akşam yaşattıkları için...

yılın nasıl geçeceği belli oldu gibi...

*malum dün okullar açıldı.bugün ikinci gün dolayısıyla neredeyse yedi dersin, yedisinde de soru çözdük.sanırsam bu yıl böyle geçicek...

**okuldan çıktıktan sonra öğretmenimizn bir dersanede hazırladığı sınava gittik.iyi geçti sınav ama boşlarıma dönemedim.telefon geldi çıkmam gerekti.ama iyi olucak başarıcam bu işi ben...

24 Eylül 2009 Perşembe

bu ilk günlerin sonuncusu olucak...

okul açıldı artık son kez ilk gün sendromlarına tanık oldum diyebiliriz.okulların açılması beni pek ilgilendirmiyor aslında.çünkü bendeniz bugünden çok geleceği düşünen bir şahısım aynı zamanda son yıl olması da ilgimizi direk sınava çeviriyor.
okulda değişen birşey var mı diyecek olursanız,yeni talebeler gelmiş doğal olarak ve yeni muallimler...
herkese bu eğitim öğretim yılında başarılar....

23 Eylül 2009 Çarşamba

teknoloji özürlü olmanın getirdikleri...

bilgisayar denilen aleti kullanırken pek zorlanırım.birşeyi yapmak için boncuk boncuk terlerim ama yine de istediğim tam olmaz.blog resmim ve imzam izlediğim bloglarda farklı görünüyor.nedenini bende anlamadım.teknolojiyle aram böyle giderse iyi olmıcak hiç.ama zaten ben olsada olur olmasada olur dediğim için pek sorun değil....

içimdeki çocuk....

geçen gün dayımın iki yaşındaki oğluyla beraber çizgi film seyrettik.tom ve jerry ile casper.ikimizde gülerken birbirimize baktık ve ne kadar büyüsemde içimdeki çocuğun olduğu gibi durduğunu fark ediyorum.en çok da o ufaklıkla birlikteyken(ufaklıkla heralde ilişkimiz dayımla benim aramdaki ilişkiye benzicek...).
o çevremdekilerin gördüğü olgun gencin içinde de bir çocuk var...

geleceğe dair...

bir atım olsun isterim.en zor zamanlarımda beraber olacağım .uçsuz bucaksız çayırlarda koşturabileceğim.sert ve sıcak nefeslerini duyabileceğim bir at.
bir yatım olucak ya da ufak bir tekne kendimi yanlız hissettiğim zamanlarda alıp başımı gidebileceğim.açcuz bucaksız mavilikte huzuru arayabileceğim bir tekne.
bisikletsiz olmaz.mutlu anımda şehrin sokaklarında gezebileceğim.çevredeki insanlara gülücük saçabileceğim bir bisiklet.
en önemlisi beraber bir hayat sürebileceğim bir sevdiğim olsun isterim.
gelecek bu güzelliklerin hepsini beraberinde getirecek.:)

22 Eylül 2009 Salı

yarın bekle blog...

yarın seninle epey dertleşicez blog, görüşürüz yarın....*

*anlatım bozukluğu yapmak ve devrik cümle kurmak benim sevdiğim bir özelliğimdir...

şarkımıza dalalım...

bugünden itibaren şarkımızı değiştiriyoruz.yeni türkünün beğeneceğinizi düşündüğüm bir şarkısı maskeli balo...iyi dinlemeler...

kıvırcık saçlarıma,ak düşmüş uçlarına

cuma günü saçımı kestirmeye gittim malum bayram ve okul öncesi ama kesilip yere düşen lüle parçaları görünce içim acıdı.uzattığım o saçlar bir çırpıda kesiliverdi.
ama ahdım var,üniveristeye gidince saçımı uzatıcam karışan yok nede olsa.:(

18 Eylül 2009 Cuma

egede dostluk kazansın...

egenin sıcak kanlı toplumları aynı iklimin aynı coğrafyanın farklı iki toplumu..aslında sadece dilleri farklı müzikleri,yemekleri,acıları,uğraşları herşeyleri aynı olan bu toplumlar helen medeniyetinin izlerini yansıtmalı,hümanizmin simgesi olamalı.
yunanistan-türkiye maçında dostluk kazanır inşallah.insanlığın ve toplumların büyük bir açlığı var barış ve kardeşlik...

17 Eylül 2009 Perşembe

rahat dur merkür...

merkürün konumunda bir değişiklik oluyormuş da bu iletişim donanımlarında sorun oluşturabilirmiş...(dedikodu gazetesi)

16 Eylül 2009 Çarşamba

asık suratlar:(

sabah uyanınca duşunu alıp keyifli bir şekilde evden çıkıp durağa gidiyorsun.güleryüzünle çevrendeki insanlara günaydın deme isteği var içinde ama insanların suratlarından düşen bin parça ve ters bakışlar korkutuyor seni.aynı tebessüm ve istekle otobüse biniyorsun ama burda da asık suratlı insanlar ve söylemek istediğin günaydın kelimesini yutuyorsun.sonra sende onlara uyup suratını asıyorsun ve bir sonraki duraktan binen insan için sende bir asık suratlısın.
keşke gülebilsek her zaman hayata olumlu yönleriyle bakabilsek toplumumuz daha da gelişecektir...
sabahları selam verebileceğim güler yüzlü insanlar görmek istiyorum....

toplu taşınmadaki sıkıntılar...

sabah sabah kimse otobüse binmek istemez ama binmek zorunda kalıyoruz.otobüse ilk zoraki bir tebessümle biniyorsun,aksi bir şoför hadi neyse diyip arkaya ilerliyorsun.otobüs iyice dolmaya başlıyor ve teyzenin biri seni ite ite yerinden ediyor yani bir sabır sınavındasın.arkadan biri çantanı sırtından indirsene diyor hiç takmadan devam ediyorsun.sonra yanında muhafazakar bir bayan varsa elini onun koyduğu bölgeye koyunca elini çekiyor ya da uzaklaşıyor,bir erkeğin yanına oturmuyor(namahremler,bu kadar rahatsızsanız bence başka yollarla ulaşımı tercih edin).tamam şimdi yolculuk biticek diyorsunuz,araba durağa yanaşıyor birden herkes aceleyle ayağa kalkıyor biri sağdan biri soldan itiyor,arkadaki müsade et diyor bunun üzerine sabah sabah dinç bir kafayla dersaneye varıp matematik dersi işliyorsun.inanın burdan edindiğiniz yorgunluk ve aldığınız negatif enerji gün içinde sizi olumsuz yönde etkiliyor...

14 Eylül 2009 Pazartesi

sözde sanatı bulalım mı?...

ey benim sarı tanburum
sen ne için inilersin
içim oyuk,derdim büyük
onun için inilerim..

haydi kolay gelsin,çok kolay aslında...

13 Eylül 2009 Pazar

ben üzerine...1

bakamam giden geminin ardından;
atamam kendimi denize, dünya güzel,
serde erkeklik var,ağlıyamam.
orhan veli

zor şeydir insanın kendini anlatması.anlatabilmesi için kendini tanıması gerekeir çünkü insanın.

umutuyum herşeye rağmen,seviyorum hayatı kin beslemem kimseye,sevmediğim insanlarla konuşmam pek,olgun tavırlar sergilerim ama içimdeki çocuk her daim canlı,kızarım çabuk ama değer verdiğimdendir,sabır sorunu yaşarım,geleceğe bakarım her zaman gelecek gelecek...

bu şarkılar da olmasa...

murathan munganın bu güzel şiirini yeni türkünün sazı ve solistleri deryanın sesinden dinleminizi istedim.beğeniceğinizi düşünüyorum,iyi dinlemeler...

yemek bahane amaç beraber olmak....

bu yıl malumunuz son senemiz lisede.iki hafta önce arkadaşa bir iftar yapalım son senemiz bir araya geliriz dedim.tamam yapalım dedi.ayarlamışlar ama 30 kişilik sınıftan sadece 8 kişiydik ama güzeldi.yedik,içtik ,sohbet ettik,serkanın gülme krizlerini seyrettik.seviyorum arkadaşlarımı,hepsine teşekkür ediyorum..........
güldürdün beni amca.... geçen gün sevdiğim bir komşumun kapısında oturyoruz.amcalar memleket meseleleri konuşuyor(bende dahil oluyorum yer yer).pek tanımadığım bir amca birden söz aldı
-ben garar verding bu ülkge bölüngcekg
-(kürt kökenli başka bir amca)yapma allah aşkına kim bölücek bu ülkeyi
-bölüngeceng diong
-kim kürtler mi bölücek?
-hayır ermeniler bölceng,ermeni devleti kurulcang,ermenistang bölcenk yani
-(ben)olmadı be amca kürtler bölcek,ermeniler bölcek...kimsenin böldüğü yok siz böyle konuşunca bu ülke geriliyor.daha geçinemeyen ermeniler mi bölücek ya da kürtler anadolunun zenginliklerinden vazgeçip mi bölücek yapmayın lütfen...
-hadi öle olsung amma bölüngürse ben sengden sorarın hesabını
-gülüşme

amca be sende kapıldın ya bu senaryolara...

dünyanın en tuhaf mahluku....

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Nazım Hikmet RAN

benim yurdum insanı senin durumunda bu işte.üzülüyor insan ama anlatamıyor kendini,anlamak istemiyorsun çünkü....

çocuklar gibi şenim....

nedenini bilmem ama yağmur yağdığında içimi hep bir sevinç kaplar.huzur bulurum kendimce....

12 Eylül 2009 Cumartesi

ağlarım haline yurdum insanı..

İstanbulu sel almış ve bu selin nedeni insanoğlunun doğayla oyunu ama adam çıkımış kimseyi suçlamyın siyasi malzeme yapmayın allahtan geldi diyor.siz krizide allaha bağlıcaksınız yakında...
İstanbulu piç ettik resmen yazık şehre bu şehir ne sağ ne de sol hiçbir kesim tarafından gerektiği değeri görememiş.öldürüyorlar yahya kemalin istanbulunu yazık çok yazık....

tarihin arka odası........

murat bardakçının bu ukala tavırları beni öldürüyor.erhanın o gün boyu aynı pozisyonda olması beni sıkıyor.pelin yok ayrıldı mı programdan,konuşurken çok kesiliyordu belki o yüzden ayrılmıştır(murat bardakçı kesmezse bile kendisi kesik kesik konuşuyor).:)
ama yinede seviyorum bu programı,cidden bu program okullarda öğretilen tarihin yanlışlarını da ortaya seriyor.

gün eksilmesin pencerenizden

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!

Cahit Sıtkı TARANCI

geleceğe dair umut beslemeliyiz,şartlar ne olursa olsun o içimizde canlılığını korumalı.umutlarımızdır aslında günümüzü aydınlatan..........

bilmiş çocuk...

Şu darbeler yok mudur?Acıdan başka birşey getirmez halklara,özgür düşüncelere ket vurulmasına neden olur.Bugün birde beşiktaş galatasaraya yenildi ya daha kötü ne olabilir ki.Ama bugünden itibaren iyi bir bloğun açılış sayfası olarak akılda kalıcak...

merhaba

12 eylülün yıldönümünde özgür bir düşünce platformu oluşturmak istedim.Aslında bu tarihi bekledim.Burada beni her konuda yazarken görebilirsiniz,sakın şaşırmayın....İyi bir başlangıç değil ama hepinize merhaba....