1 Eylül 2010 Çarşamba

merhaba..

bugün takvim yapraklarında dünya barış günü olarak geçiyor..ama sadece orada..haberlerde ise savaş ve ölümlerin devam ettiği gözler önüne seriliyor..kendine insan diyen bazı yaratıklar kanı kanla yıkamaktan aldıkları zevkten olsa gerek savaş diye bağrınıyor..yahu çok mu zor savaşa hayır demek..soy, kan, din, para bu kadar mı önemli..insan hayatının hiç mi önemi yok..bizde 30 yıldır bir savaş içerisinde olan bir ülkede yaşıyoruz..ve savaşlar dünyasında..silah sesleriyle büyüyen çocuklar..babası belli olmayan bebekler..ve bir çok kayıp..peki insanlar bunlara nasıl göz yumabiliyorlar..anlamıyorum doğrusu..bu ülkede özellikle hiçbir şeyi anlamıyorum..şu övündüğüm aklım, zekam bu halkı anlamaya yetmiyor..

''Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.''

bu sözler taki ölene kadar çoğu insanın tanımadığı hrant dink'in kaleminden..çok fazla iyimser aslında..barış ve kardeşlik demek ihanet olarak algılanıyor bu ülkede..

adamın biri beni 17 yaşındaki bir genci düşman olarak görüyor..ben bakkaldayken bakkala girmiyor bu derece..üzülüyorum ona da..ama korkuyorum da..yarın bir etnik savaş çıksa ailem ve kendi adıma korkuyorum..komşu dediğimiz bazı insanlar ilk saldıracak eminim de buna..

sevginin, hüzünün, mutluluğun, acının dili yoktur..insani duygulardır bunlar ve insanlığın da dili yoktur..dil, din, ırk gibi saçma ayrıntılar bu kadar erdemli olanı nasıl etkileyebilir ki diye düşünmek gerekir..beraber yaşamayı insanı sevmeyi neden sağlayamıyoruz..neden her birimiz birer güvercin değiliz..neden bu ülkede ve dünyada artık güvercinler ürkmeden uçamıyor..daha ne kadar savaşın ve kanın çocukları yetişecek..ne zaman bazı maddelerin üstünde olacak insan olmak..

yaşanılası bir dünya ve türkiye ümidiyle..

sağlıcakla kalın..

Hiç yorum yok: